SARIVELİLER ÜLKÜ OCAĞI ŞEHİDİNİ UNUTMADI

Dünya Yayın: 03 Mayıs 2014 - Cumartesi - Güncelleme: 03.05.2014 23:38:20
Editör - Administrator
Okuma Süresi: 6 dk.
Google News
 sarıveliler belediye başakanı Hayri SAMUR' un da katıldıgı törende  dua ve yasini şerif okudurak anıldı sarıveliler ülkü ocagınıın organize ettigi programda konusuan ülkücü gençler  3 mayıs türkcülük bayramı ve şehidimizin hakka yürüyüşünün 37 yılında rahmetle anıyoruz denildi sarıveliler ülkü ocakları türkcülük bayramında şehit ailelerinide ziyaret etmeye devam edecegi bildirilidi.
BU PROGRAM  ERMENEK BAŞYAYLA VE   KARAMAN ÜLKÜ OCAKLARINDA ÖRNEK OLMASI DİLEGİ İLE.

ERMENEKİN FATİHİ,URFANIN İBRAHİMİ

Ermenekli bir gencin hikâyesi bu…

Taşeli’nin has yiğitlerinden, mert delikanlılarından biri. İçinde öyle bir aşk vardır ki bunu bütün dünyaya haykırmak istercesine sonbaharın Kasım ayında dünyaya gelir. Bu aşkın ilk kıvılcımı okumak olur. İlkokulu Esentepe Köyünde, Ortaokulu Göktepe Kasabasında, Liseyi Antalya Çağlayan’da tamamlar. Ve o yılın sonunda girdiği sınavdan başarılı bir sonuç alarak eğitiminin son aşaması için Konya’ya gider. Konya’da Selçuk Eğitim Enstitüsü’ne başlar. Eğitimi sırasında Taşeli’nin, Ermenek’in yiğidinin bileklerindeki, kollarındaki güç fark edilir ve öğretmenlerinin de yönlendirmesiyle Boks Şampiyonasına girerek Türkiye üçüncüsü olur. Ve artık onu bütün ülke bilmekte, tanımaktadır.

Öğretmen olabilmek için Enstitüye başlayan Taşeli’nin yiğidi, burada birçok arkadaşlıklar edinir. Arkadaşlarıyla, hocalarıyla fikir alışverişlerinde bulunur ve yüzlerce kitap okur. Bunların sonunda Türk Milliyetçiliyle tanışır. Artık bu yiğidin tek bir aşkı, tek bir ülküsü, tek bir sevdası vardır.

O da Türk Milliyetçiliğidir!

Ülküsü uğruna nice vefakârlıklar yapar. Yoksul bir ailenin evladı olan bu yiğit; anadan, babadan, kardeşlerinden, arkadaşlarından, memleketinden ayrı kalarak nice günler hasretlik çeker. Fakat bu hasretliğini ülkü aşkıyla, ülkü sevdasıyla gidermeye çalışır. O artık bir neferdir…

23 yaşında toy, delikanlı, içinde nice heyecanlar barındıran bir Ülkücü,

Bozkurt huylu,

Alperen soylu,

Üç Hilal ruhlu bir Börteçinedir!

Bozkurt, artık vatanına hizmet aşkıyla yanmaktadır. Bu yanmayı kısa sürede Şanlıurfa’ya atanarak gidermeye çalışır. Anadolu’nun saklı cennetinden, Ermenek’inden, çıkıp gelen bu yiğidi Şanlıurfa kısa zamanda çok sever. Anadolu’da bir kişiyi sevmek, o kişiye güvenebilmek için uzun zaman ister. Ama işte bu yiğit kendisini, ülküsünü öyle bir anlatır, paylaşır, öyle bir yaşatır ki Urfa artık onu benimsemiştir. Urfalılar onu artık hemşerisi olarak görmektedir. Bütün bu sevdasıyla Şanlıurfa’da ÜLKÜ-BİR başkanı olur. Urfa diyorum, farkında mısınız? Bugün, Ülkücüler için Gavurdağı’ndan öteye gidemez diyenler, tarihler 1977’ye baksınlar. İşte bu yiğidimiz, 1977’nin Ermenek Fatihi Urfa’nın İbrahim’i olur.

Nice sıkıntılar içinde Ülkücülüğü anlatır, Urfa halkına. Sevdasını birer birer diline döker. Öğrencilerini, Urfalı hemşerilerini bu ülkü yolundaki birer seccade olarak görür ve her birine Ülkücülüğü, Türk-İslam felsefesini, Türk Milliyetçiliğini aşılar. Urfa’yı Ermenek gibi, Günder Köyü gibi görür ve evi yapar. Turan yolunun basamaklarını Ermenek’ten, Konya’dan alarak Urfa diyarlarına getirir. Sevdası o kadar alevlidir ki bunu söndürmenin hiçbir yolu yoktur. Ne sıla hasretliği, ne aile hasretliği bunun önüne set olabilmiştir. Hani diyor ya Ziya Gökalp:

“Demez taş, kaya

Yürürüz yaya

Türk’üz gideriz

Kızılelma’ya…”

Bu dizeler misali, Kızılelma yolunda yiğidimizi, Bozkurtumuzu durdurabilene aşk olsun…

Tabi ki bu durumdan hoşnut olmayan, bu durumu kıskananlar vardır. Bugünün PKK piçleri, o günün Apocuları bizim yiğidimizi kıskanırlar. Yaptığı çalışmaları çekemezler.

Ve tarih 3 Mayıs 1977…

Bozkurtumuzun yüreği Urfa diyarlarına sığamamaktadır. Urfa ona dar gelmektedir artık. Bugünün anlamı onun için, 23 yaşındaki toy delikanlımız için büyük gündür. Urfa sokaklarında Türkçülük Bayramı coşkuyla kutlanacaktır. Davasının büyük ruhunu bugün görecektir.

Hani dedim ya çekmeyenler, kıskanan Piçler var diye… İşte o piçlerden Halil Ataç ve Kemal Pir bizim yiğidimizi, bizim Bozkurtumuzu, bizim Börteçinemizi kıskanırlar. Ve hain bir plan hazırlayarak 3 Mayıs’ı Bozkurtumuza çok görürler.

Kahpe kurşunlarıyla cadde ortasında çapraz ateşe tutarlar. Ve ilk kurşunun alnına isabet etmesiyle Bozkurtumuz şehadet şerbetini içerek göklere yükselir…
Evet, bu Bozkurt:

Adı : Mahmut

Soyadı : Bedir

Doğum Tarihi : 01.11.1954

Doğum Yeri : Karaman/Ermenek/Günder Köyü

Eğitim Durumu : Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Mezunu

Türkiye Derecesi : Üniversiteler Arası Boks Şampiyonası Türkiye Üçüncüsü

Görevi : Öğretmen

Görevi : Ülkü-Bir Başkanı

Görev Yeri : Şanlıurfa

Ölüm Sebebi : Ülkücü Olmak

Ölüm Şekli : Kahpe Kurşunlar – Çapraz Ateş

Şehadet Tarihi : 3 Mayıs 1977

Yıl 2014..

37 yıl geçmiş aradan. Ermenek’ten Şanlıurfa’ya uzanan bir hayat, bir ülkü yolu, Şehit Mahmut Bedir. Ben 25 yaşındayım. Babam, ben kendimi bildim bileli bize Şehit Mahmut Bedir’i, bu ülkü aşkını anlatır. Şehit Mahmut Bedir, Ermenek’in ülkü yolundaki rehber ismidir. Bu ülküyü her daim yaşamak, yaşatmak, hatırlamak, hatırlatmak bizim görevimiz, benim görevimdir. Şehit Mahmut Bedir’i unutmak, kendini unutmaktır. Taşeli’nin evlatları, Urfa’nın yiğitleri seni unutmayacak Şehit Mahmut Bedir… Sen rahat uyu… Senin yarım kalan hayallerin bizim mirasımız, benim mirasımdır. Emin ol ki Şehidim, bunu son nefesime kadar ben de taşıyacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum.

TANRI TÜRK’Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN!

Saygılar… FADİME BOZTOPRAK

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.