KOP BÖLGESİ TÜRKİYE NÜFUSUNA YETER

Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nın (KOP İdaresi), kuruluşu ve yaptığı çalışmalar hakkında gazetemize bilgi veren KOP İdaresi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, KOP'un, Konya, Karaman, Niğde ve Aksaray illerinin içinde bulunduğu  KOP Bölgesi'nin kalkınmasını hızlandırmak için Kalkınma Bakanlığı tarafından 8 Haziran 2011 tarihinde 642 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulduğunu söyledi.

KALKINMA EL BİRLİĞİ İLE YAPILIYOR

KOP'un kurulduğu günden bu yana yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Babaoğlu, KOP İdaresi'nin 2012 yılının ikinci çeyreğinde en temel işlevleri olan KOP Eylem Planı hazırlık  çalışmalarına başladıklarını söyledi. Babaoğlu, "Bu kapsamda sektör kısıtlaması olmadan, bakanlıklardan ve Bölge illerindeki kamu kurum, kuruluşları ile STK’lardan bölge kalkınmasında önemli gördükleri proje önerilerini yazılı olarak talep ettik. Alınan proje önerileri, sosyal ve beşeri sermayenin güçlendirilmesi odağında, tarım, sulama altyapısı, ulaştırma alt yapısı ve enerji öncelikleri göz önüne alınarak değerlendirilmeye tabi tutuldu. İdaremizce değerlendirilen bu projeler, KOP Eylem Planı ana taslağı Şubat 2013 itibariyle Kalkınma Bakanlığımıza sunuldu. Eylem Planı üzerindeki çalışmalar halen devam etmektedir" dedi. KOP'un bünyesinde bulundurduğu projelerin de işbirliği ile yapılacağını belirten Babaoğlu, KOP Eylem Planı'nda tarım, ulaştırma, üretim, sanayi ve enerji alanlarında olduğu gibi kırsal-kentsel altyapıda tehditleri fırsatlara dönüştüren çevreci ve yenilikçi yaklaşımla stratejiler geliştirileceği, bunlar ile model planlar yapılarak, ilgili paydaşlarla işbirliği içinde uygulamalara geçileceğini söyledi.  

KOP BÖLGESİ TÜRKİYE NÜFUSUNA YETER                                 

KOP Bölgesi'nin Türkiye nüfusuna sahip olan insana yaşam alanı sunabileceğini söyleyen Babaoğlu, "KOP Bölgesi sahip olduğu alan, değerlendirilmeyen imkânları ve jeopolitik konumu ile Türkiye'nin ortasında, Türkiye nüfusu kadar insana yaşam alanı olabilecek bir bölgedir. KOP İdaresi, Bölge'nin sadece Türkiye'nin gelişmiş bölgeleriyle olan gelişmişlik farkını ortadan kaldırmayı hedefleyen bir faaliyet hedefi koymak yerine, sahip olduğu doğal ve beşeri kaynak potansiyellerini değerlendirerek bir cazibe merkezi haline dönüştürmeyi ve bu yolla Türkiye’nin 2023 ve 2071 yıllı hedeflerine katkılar sağlayacak bir KOP Bölgesi hedeflemektedir" diye konuştu. KOP Bölgesi'nin ülkede köprü görevi göreceğini belirten Babaoğlu, "Marmara Bölgesi’nden sonra Türkiye'de yeni bir cazibe merkezi oluşturulması gereği ortadadır. Doğu-batı, kuzey-güney eksenlerinde Türkiye'nin merkezi konumunda olan KOP Bölgesi, Organize Sanayi Bölgesi sayısı, derin tarihi ve kültürel birikimi, jeopolitik durumu ile Ülkemizin yeni cazibe merkezi olabilecek potansiyele sahiptir. Ulaştırma yatırımları ile Türkiye'nin bağlantı noktası haline getirilecek bir KOP Bölgesi, denizlere açılma yanında batı-doğu bütünleşmesinde bir köprü görevi üstlenecektir" ifadelerini kullandı.

TARIMDAN BAŞKA YOLLAR ARANIYOR

KOP Bölgesi'nde bulunan suyun, sulu tarımda kullanılmasına yetmeyecek kadar az olduğunu dile getiren Babaoğlu, "KOP Bölgesi’nde bulunan kullanılabilir su potansiyelinin, optimum şartlarda bile mevcut tarım alanlarının 1/3’ünün ihtiyacını karşılayabilmektedir. Havza dışından su getirme projeleri DSİ ile ortaklaşa çalışılmaktadır. KOP kapsamında DSİ tarafından yapılan planlama çalışmalarında Göksu Nehri’nin Ermenek kolundan su getirme projesi yer almaktadır" dedi. KOP Bölgesi'nde tarıma dayalı bir kalkınmanın yanında başka alanlarda da kalkınmaların olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, şunları söyledi: "KOP Bölgesi, hâlihazırda bir tarım bölgesidir. Ancak bölgedeki su kısıtlı ve kuraklık tehdidi salt tarıma dayalı bir kalkınmanın bölge için sürdürülebilir bir model olmadığını göstermektedir. Bu açıdan KOP Bölgesi'nde yapısal bir dönüşüme ihtiyaç vardır. KOP Eylem Planı çok sektörlü olarak değerlendirilmekte olup, Bölgedeki Tarım, Ulaştırma ve Enerji altyapılarının geliştirilmesi KOP Eylem planının ana ve öncelikli eksenleri olarak düşünülmektedir."